top of page

 KARGIN
Kargın…………………………………………… Afyon-Sandıklı
Kargın…………………………………………… Ankara-Çubuk
Kargın…………………………………………… Ankara-Kalecik-Çardır
Kargın…………………………………………… Kırıkkale-Balışeyh(Balışık)
Kargın…………………………………………… Antalya-Korkuteli
Kargın…………………………………………… Balıkesir-Bigadiç
Kargın…………………………………………… Çorum-Alaca
Derekargın……………………………………… Çorum-İskilip
Kargın…………………………………………..   Erzincan-Tercan
Kargın…………………………………………..   Eskişehir-Merkez
Karkın…………………………………………..   Eskişehir-Sivrihisar
Kargın…………………………………………… Kastamonu-Tosya
Kargın-Kızıközü……………………………….. Kırşehir-Kaman
Kargın-Meşe……………………………………      “ - “ 
Kargın-Selimağa……………………………….      “ - “
Kargın-Yenice………………………………….            “ - Mucur
Karkın…………………………………………..  Konya-Çumra
Dedekarkın……………………………………   Malatya-Yazıhan
Kargın…………………………………………… Manisa-Turgutlu-Ahmetli
Kargınışıklar…………………………………… Manisa-Demirci-Karbasan
Kapugargın(Kargınkürü)……………………   Muğla-Köycegiz-Ortaca
Kargın…………………………………………… Aksaray-Taşpınar
Kargın…………………………………………… Sivas-Koyulhisar
Kargın…………………………………………… Sivas-Yıldızeli-Çırçır
Kargın(Demenikargın)………………………… Tokat-Çamlıbel
Kargıncık(Karkıncık)………………………….    “ - “
Kargın……………………………………………      “ - Turhal

Kargın   Boyu

Karkın boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biridir.

Bu boyların Bozoklar kolundan (sağ kolundan) Oğuz Kağan'ın oğlu Yıldız Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.

 

Akkoyunlu ve Dulkadiroğulları bu boydan gelmektedir. Karkın “Taşkın ve doyurucu” anlamındadır.

I. Yer ismi olarak Kargın

Kargın kelimesi yaygın olarak Anadolu’da birçok bölgede; eriyen karların oluşturduğu gür ve bol suyun tatlı bir meyilden, taşlar üzerinden sekerek akmasına verilen addır. Nitekim Anadolu’daki bir çok Kargın, Korhun, Korkun, Karkın, Garkın adlarının geçtiği köylerin yakınlarında bu tarz akarsunun bulunduğu görülür.

“Kargın, karkın, korgun, ve korhun, karkin, karkine” Anadolu’da değişik yörelerin ağızlarında aynı kelimenin şîve değişiklikleriyle ortaya çıkmış bir kavramdır.

Tarlanın sudan çamur haline gelmesi, üstü kuru gibi görünüp altı bataklık olan yer, dereler çekildikten sonra kalan toprak ve malın çokluğundan fiyatın düşmesi anlamlarını da taşımaktadır.

Yine Prof. Dr. Hasan Eren’in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde “kargın” kelimesi, eriyen karların oluşturduğu akarsu, karla karışık yağan yağmur, marangozlukta kullanılan bir çeşit rende, biçiminde açıklandıktan sonra; karık, bağ- bahçe sulamak, su yolu, ark, bu arklar arasında kalan ve tohum ekmek için kullanılan evlek, sabanla tarlada açılan çizi anlamlarında da geçmektedir.

III. Kavram olarak Kargın

Kargın kelimesi kavram olarak: Ağzına kadar dolmuş, tuğyan halinde anlamı vardır. Ayrıca doymuş, tok, hesabını bilmeyecek kadar zengin anlamına geldiği gibi, tarlada mahsulün fazla büyüyerek yere yatması durumuna da Kargın denilmektedir. Yine aynı sözlüklerde kavram olarak: malın çokluğundan fiyatın düşmesi anlamına da gelmektedir. Yine üretimin veya malın çokluğu sebebiyle fiatının düşmesi anlamına geldiğini görmekteyiz.

II. Eşya adı olarak Kargın

Eşya adı olarak üç ayrı anlama gelmektedir. Birincisi, marangozlukta kullanılan rendedir. İkincisi, su değirmenlerinde üst taşının konulmasına yarayan bir çeşit çatal ağaç. Üçüncü olarak da karaya veya mora boyanmış deri anlamında kullanılmaktadır.

Çanakkale yöresinden yapılan bir derlemede Tanıklarıyla Derleme Sözlüklerinde, Karkın, hayvanın sağrısından çıkan siyah ve işe yaramaz deri diye adlandırılmaktadır. Şemsettin Sami bu anlamı Arapça ed-Dâriş kelimesinin Türkçe karşılığını verirken şu şekilde açıklamaktadır:

“ed-Dariş: maruf siyah deriye denir. Türkî’de Karkın tabir olunur deri olacaktır ki, sağrının siyah ve işe yaramaz olanıdır.”

Ayrıca diğer Türk lehçe ve ağızlarında Kargın kelimesinin anlamına baktığımız zaman özellikle Kazakça sözlüklerde Karkın kelimesinin karşılığı olarak iki ayrı anlama yer verildiği görülmektedir. Bunlardan birincisi “süratlilik çabukluk” ; ikincisi ise “güç kuvvet”. Bunların su ile bağlantısı bulunmamakla birlikte eriyen kar sularının taşlar üzerinde gür ve hızlı akışı ile anlamca bir yakınlık taşıdığı açıktır. (Yücel, Oraltay, Pınar 1984: Karkın mad.)

Kazakistan’da bir komisyon tarafından hazırlanan Kazak SSR Ğılım Akademiyası Til Bilimi İnstitü, Kazak Tilinin Tüsindirme Sözdigi isimli sözlüğün VI. Cildinin 94. sayfasında da şu bilgiler yer almaktadır:

“Kargın: derelerde ve çataklarda boz bulanık akan, içinde taş ve toprak bulunan yağmur suyu, sel.”

IV. Şahıs adı olarak kargın

Bizim asıl konumuzu teşkil eden Kargın kelimesinin bu anlamıdır. Elimizdeki bir çok belgede olduğu gibi kaynakların tamamında da Dede Garkın, Kargın Dede ve Karkın Dede adlarıyla geçmektedir. Gerek kaynaklarda, gerekse halk arasında yaklaşık 9. yüzyılda yaşadığı kabul edilen bir inanç önderi olan Dede Numan Garkıni’ye işaret etmektedir. Elimizdeki belgelerde de inanç bakımından Garkın Ocağı’nın bilinen en eski ismi olarak bu isim geçmektedir. Üzerinde geniş geniş duracağımız ve bütün belgelerini yayınlayacağımız bu ocağın şeçere ve icazetnameleri ile gün ışığına çıkacak olan Anadolu’da bir ocağın tarihi asıl konumuzu teşkil etmektedir.

V. Boy adı olarak Kargın

Kargın, bir oymak adı olarak da bir çok eski belgede ve tahrir defterlerinde geçmektedir. Bu konudaki en eski belge Mehmet Neşri Efendi’nin hazırladığı ve 2. Beyazit döneminde kaleme alınmış olan Kitab-ı Cihannüma’da yer almaktadır. Kaynakların hiç birinde bu kaynağa atıf yapılmadığı için bilgiyi buraya aynen alıyoruz:

“Etrak şöyle zu’m iderlerdi ki Hak sübhanehu ve Teala kelam-ı kadiminde zikr itdügi İskender-i zül-karneyn meğer bu ola(Oğuz Kağan) dirlerdi ve Oğuz’un sülbünden altı oğlu oldu. Biri Günhan ve biri Ayhan ve biri Yıldızhan ve biri Gökhan ve biri Dağhan ve biri Dingizhan ve bunların her birinin sülbünden dörder oglı oldu. Evlad-ı Günhan:Kayı, Bayat, Alkaevli, Karaevli. Evlad-ı Ayhan: Yazır, Düver, Bodurga, Yabırlı. Evlad-ı Yıldızhan: Avşar, Kartık, Biğdili, Karkın. Evlad-ıGökhan: Bayındur, Beceneh, Çavundur, Çepni. Evlad-ı Taghan: Salur, Aymur, Alayunklu, Üregir. Evlad-ı Dingizhan: İngdür, Üldür, Yive, Kınık.(Unat-Köymen:1987, 11-13)

Oğuz Han’ın altı oğlundan ve Bozoklu kolunu teşkil eden Yıldız Han boyu olan Avşar, Kınık Beydili gibi oymaklardan birinin adıdır. İleride yapacağımız atıflardan da anlaşılacağı gibi, Osmanlı belgelerinde, tahrir defterlerinde bu oymaklarla beraber anılması ve bu oymakların Anadolu’daki yerleştiği bölgelerde Karkın adını taşıyan köy, mezra veya belde düzeyinde yerleşim alanlarının adı olarak da kullanılmaktadır.(Benakay, Yahya, Yaşayan Alevilik, s. 45.) Başbakanlık Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler isimli kitabında Cevdet Türkay, şu bilgilere yer vermektedir:

“Dede Kargın, Dede Kargınlı(Dede Kargınlu), Dede Karkın Türkmânı(Türkmân-ı Yörükân Taifesi), Kars Meras Sancağı, Hüseyin Âbâd, Sivas Sancağı”(Türkay 1979, 313). Bu konuda yaptığımız bütün araştırmalarda Karkın kelimesiyle ilgili en geniş açıklamanın Türk Ansiklopedisi’nde olduğunu görüyoruz. Karkın sözüyle ilgili kaynak sıkıntısı dolayısıyla Türk Ansiklopedisi’ndeki Karkın maddesini araştırmacılara yardımcı olmak üzere buraya aynen alıyoruz:

“Karkın, Oğuz boylarından biri. Kaşkarlı Mahmut 22 Oğuz boyunun iki Kalaç (Halaç) boyu ile birleşerek 24 Oğuzları meydana getirdiğini anlatıp, Kargın ve İparlı) boylarının adını anmadığından sonraki oğuzlar kütüğünde tanıtılan bu iki boyun, 11. yy da Kalaç Türklerinden sayıldığı anlaşılmaktadır. Bu boyun adı eski kaynaklarda Karkın’dan başka Garkın, Karkun, Kargun biçimlerinde yazılır. Bu gün Anadolu’da Karkın (Afyon, Ankara, Antalya, Balıkesir, Çorum, Isparta Kastamonu, Niğde, Sivas) ve Kargın(Çorum, Eskişehir, Konya, Manisa, Niğde,) adlı köyler, bu boyun adını muhafaza etmişlerdir.

Dede Kargınlular, Maraş-Elbistan’daki Dulkadirlü ulusunun Göksun’da kışlayıp Binboğa dağında yaylayan güçlü bir boyu idi. 13 yy. başlarında Dulkadirlü ulusu arasında yaşayan “Dede Garkın evladı, II. Beyazıt çağında yazılan Hacı Bektaş Velayetnamesi’ne göre: Horasan’dan gelirken Hacı Bektaş Veli’nin Kayseri yolunda görüp, el verdiği Dulkadirlü İbrahim Hacı adlı bir çobanı mürit edinerek “Geyik derisinden bir börk” vermişken, bunu o çobanın oğullarından “Ünlü Dede Garkın’undur” diyerek “niza ile” ellerine geçirmişlerdi. Bundan sonra bütün Dede Garkınlular, bu biçimde geyik derisinden Bektaşi Börk’ü giyinerek “ocaklu boy” oluvermişlerdir.

Mardin’in Güney-Batısında, Kızıltepe (Koçhisar) yanındaki Dede Karkun adlı büyük köy resmî Akkoyunlu tarihi “Kitab-ı Diyarbekriye’de 1425 olayları arasında Karkun Dede ve 1515 ve 1516 Osmanlı fethi sırasında Dede Karkın (Karkun) diye anılmaktadır. Bu gün Malatya’nın Kuzey-Batı’sındaki Fethiye bucağının Dede Karkın Köyü, oradaki Kızılbaş Türkmen, Zaza ve Kurmançların ocak saydığı bir Bektaşi tekkesinin bulunduğu yerdir. III. Murat çağında tutulan Maraş Yörükleri defterinde, padişah hâsı sayılan Dulkadirlu ulusunun Eşkinciler taifesi denilen 24 oymaklı boyun bir oymağı Cemaat-i Dede Karkın diye anılıyor. Diyarbakır-Bismil köylerindeki Alevi Türkmenlerin bağlı bulunduğu Dede Karkun Ocağı Dedeleri, bu gün oradaki Büyük Kadı Kendi Köyünde otururlar. Maraş-Pazarcık bölgesinde Halep Salnamelerinde geçen göçebe Dede Karkun’lular köyü o çevredeki Aşağı Kılınçlu oymağının 6 tiresinden biri olup, dedeler de denilen Dede Karkınluların yeridir.” ( 1974, Karkın Mad. ).

Türk Ansiklopedisi’nde yer almayan Hacı Bektaş, Çankırı, Denizli, Kütahya, Bursa, ve Balkanlardaki Türk yerleşim bölgelerinde benzer köy yerleşim adlarına rastlıyoruz. Buradan iki anlam çıkmaktadır. Anadolu’ya yerleşim sırasında adlandırma yapılırken bölgenin toprak, su, iklim ve coğrafi yapısına göre, adlandırıldığı gibi, Türkmen oymaklarının adlarına göre de bölgelere değişik adların verildiği bilinmektedir. Büyük bir ihtimalle bölgedeki dere ve akarsuların durumuna göre yapılan adlandırmalarda Karkın boyunun adına izafeten aynı boy mensupları tarafından verilmiş olmalıdır. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı’da Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı isimli kitabının 111 . sayfasında 14. ve 17. yüzyıl arasındaki tahrir defterlerinde 24 oğuz boyuna ait yer adlarının hayli yaygın olduğunu söylemekte ve bunlardan 99 tanesinin Kayı ismini, 86 sının Avşar ismini, 81’inin Kınık ismini 71 inin Eymir ismini, taşıdığını belirttikten sonra Anadolu’da 62 yerde Karkın isimli yerleşim yerinin olduğunu söylemektedir. Mercil ve Sevim, Selçuklu Tarihi isimli kitaplarında Kargınları Oğuz’un Bozoklar koluna bağlı bir oymak olduğunu söylerler. Anadolu’ya yayılışları itibariyle de diğer oymaklarla karşılaştırıldığında aynı kola bağlı oymakların birbirlerine yakın yerleştikleri görülmektedir.(Merçil-Sevim: 1995, 1)

Buradan da anlaşılacağı gibi, Karkın Anadolu’nun bir çok yerinde köy ve belde boyutundaki yerleşim yerinin adıdır. Bu tanıma bağlı olarak da Korkun ve Korgun adını

            Elimizde Karkın Dede ve Dede Karkun ile ilgili 1499 yılına ait belgeler ve daha sonra yazılmış olan III. Murat Dönemi’ne ait Maraş Yörükleri Defterlerinde Dede Karkın Ocağı mensuplarının yaşadığını kesin kabul edebileceğimiz yerleşim yerlerinin bulunduğunu görüyoruz. Karkunluların iki kola ayrıldıkları bunlardan bir kolunun Develi Karkun adını aldığını ve daha çok develerle kömür taşıyıcılığı yapan yerleşik bir kol olduğunu belgelerden öğreniyoruz. İkinci kol ise, Bozgeyikli Karkınları olarak adlandırılmış olup, kesin belgeleri bulunmamakla birlikte konar göçer olan bu Karkın kolunun, geyik ve geyiklerle ilgili Anadolu’daki söylencelerle bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Kendilerinin geyik derisinden başlık taşımaları Velayetname’de anlatıldığına göre, bunun için İbrahim Hacıyla tartışmaları ve ondan bu başlığı alarak kullanmaları iddiayı güçlendirmektedir. 

         Kırıkkale insanı iç içe yaşantıyı köylerine isim olarak da yansıtmıştır.  Akçakavak, Kavakköy, Elmalı, Ayvatlı, Armutlu, Kavlak, Kavurgalı..

        Kişi adları alan köy isimleri de Kırıkkale’de geniş yer tutar. Aydınşeyh, Balışeyh, Hıdırşeyh, Hasandede, Haydardede..

        Sulakyurt, Yaylayurt, Polatyurt gibi yerleşim yerlerinde “yurt” sözcüğünün kullanıldığı görülmüş olup,

         Büyükafşar, Küçükafşar, İmirli gibi  KARGIN’  adı TARİHİ YERLEŞİM ADIDIR.

 

Karkın boyu Karkın boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biridir. Bu boyların Bozoklar kolundan (sağ kolundan) Oğuz Kağan'ın oğlu Yıldız Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir. Akkoyunlu ve Dulkadiroğulları bu boydan gelmektedir. Karkın “Taşkın ve doyurucu” anlamındadır.

...

  • b-facebook
  • Twitter Round
  • Instagram Black Round
bottom of page